Haber: Mahkumlar tünel kazarak kaçar...
R.M.: Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdılar?
--------------------------------------------------------------------------------
Alparslan Türkeş'in cenaze töreninin olduğu gün sevgili Reha Muhtar Show Haber'de şöyle konuşur: Cenaze töreninde sayıları on binin üzerinde yedi bin güvenlik görevlisi vardı.
--------------------------------------------------------------------------------
Reha Muhtar, canlı yayında İserafettin Bey'le konuşuyor:
-Sayın İserafettin Bey kardeşim, siz orada var mıydınız, yok muydunuz, efenim?
-Yoktum.
-Yoktum Diyorsunuz.
-Yoktum diyorum.
-Bak İserafettin sana bir daha soruyorum. Var mıydın, yok muydun? -Valla billa yoktum.
-Yemin etmenize gerek yok efendim, size inanıyoruz. Var mıydın, yok muydun? -Vardım efendim.
-Peki Serafettin, siz demin yoktum diyordun, şimdi vardım diyorsunuz. Bu nasıl iş kardeşim?
-Yoktum dedim inanmadınız, ne yapayım?
-Ne yapacağınızı ben bilemem efendim. Orasını sen düşün. Var mıydın, yok muydun?
-Hatırlamıyorum.
-Hatırlayınız efendim. Bak bir filmimiz var sizinle ilgili. Onu birlikte izleyelim, sonra sana soracağım. Araya söz konusu film giriyor. Bir muhabir kapıyı kırıp İerafettin'in evine giriyor ve kibarca, gizli kamera ile çekim yapmak için izin istiyor. İerafettin Bey izin vermiyor tabii. Bunun üzerine kameraman dinlemiyor, çekimlerini yapıp gidiyor. Yine Reha Muhtar geliyor görüntüye:
-Filmimizi izlediniz, Serafettin Bey. İimdi ne diyorsunuz? -Galiba varmışım.
-Galiba ile olmaz efendim, emin misiniz? -Eminim.
-Öyleyse eminsiniz yani. -Evet efendim, eminim.
-İerafettin Bey eminim diyorsunuz ama pek emin görünmüyorsunuz
-Sayın Hamdi Bey iyi akşamlar efendim. Sizin adınız Hamdi midir efendim?
-Evet Hamdi'dir, Reha Bey..
-Hamdi diyorsun.
-Hamdi diyorum çünkü nüfus kağıdımda öyle yazıyor. -Ben nüfus kağıdınızı sormuyorum efendim. Sana soruyorum: Sizin sahte olmayan isminiz nedir?
-Hamdi.
-Nasıl yazılıyor?
-He, a, me, de, i şeklinde.
-Yani sahte olmayan isminiz Hamdi diyorsunuz. Peki sahte olan isminiz hangisi? -Benim sahte olan bir ismim yok.
-Ama demin sahte olmayan ismim Hamdi dediniz. Demek ki, bir de sahte isminiz var. Size Yeşil diyorlar efendim. Siz Yeşil misiniz?
-Hayır Yeşil değilim.
-Öyleyse size niye yeşil diyorlar?
-Bana yeşil demiyorlar. Hamdi diyorlar.
-Yani inkar ediyorsunuz. Sukut ikrardan gelir Hamdi.
-Ben sukut etmiyorum, konuşuyorum ve Yeşil değilim diyorum.
-Yeşil değilim dediniz ama mosmor oldunuz. Bak simdi de kızıyorsun. Niye sarardın Hamdi?
-Sarardım çünkü ben Tanrı'nın oğluyum. Her renge girerim.
-Ne oldu Hamdi Bey? Bir tuhaf konuşuyorsunuz.
-Galiba delirdim. Bana bir doktor lütfen.
-Geçmiş olsun, Hamdi Bey. Size acil şifalar diliyorum. İyi akşamlar efendim
R.M.: Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdılar?
--------------------------------------------------------------------------------
Alparslan Türkeş'in cenaze töreninin olduğu gün sevgili Reha Muhtar Show Haber'de şöyle konuşur: Cenaze töreninde sayıları on binin üzerinde yedi bin güvenlik görevlisi vardı.
--------------------------------------------------------------------------------
Reha Muhtar, canlı yayında İserafettin Bey'le konuşuyor:
-Sayın İserafettin Bey kardeşim, siz orada var mıydınız, yok muydunuz, efenim?
-Yoktum.
-Yoktum Diyorsunuz.
-Yoktum diyorum.
-Bak İserafettin sana bir daha soruyorum. Var mıydın, yok muydun? -Valla billa yoktum.
-Yemin etmenize gerek yok efendim, size inanıyoruz. Var mıydın, yok muydun? -Vardım efendim.
-Peki Serafettin, siz demin yoktum diyordun, şimdi vardım diyorsunuz. Bu nasıl iş kardeşim?
-Yoktum dedim inanmadınız, ne yapayım?
-Ne yapacağınızı ben bilemem efendim. Orasını sen düşün. Var mıydın, yok muydun?
-Hatırlamıyorum.
-Hatırlayınız efendim. Bak bir filmimiz var sizinle ilgili. Onu birlikte izleyelim, sonra sana soracağım. Araya söz konusu film giriyor. Bir muhabir kapıyı kırıp İerafettin'in evine giriyor ve kibarca, gizli kamera ile çekim yapmak için izin istiyor. İerafettin Bey izin vermiyor tabii. Bunun üzerine kameraman dinlemiyor, çekimlerini yapıp gidiyor. Yine Reha Muhtar geliyor görüntüye:
-Filmimizi izlediniz, Serafettin Bey. İimdi ne diyorsunuz? -Galiba varmışım.
-Galiba ile olmaz efendim, emin misiniz? -Eminim.
-Öyleyse eminsiniz yani. -Evet efendim, eminim.
-İerafettin Bey eminim diyorsunuz ama pek emin görünmüyorsunuz
-Sayın Hamdi Bey iyi akşamlar efendim. Sizin adınız Hamdi midir efendim?
-Evet Hamdi'dir, Reha Bey..
-Hamdi diyorsun.
-Hamdi diyorum çünkü nüfus kağıdımda öyle yazıyor. -Ben nüfus kağıdınızı sormuyorum efendim. Sana soruyorum: Sizin sahte olmayan isminiz nedir?
-Hamdi.
-Nasıl yazılıyor?
-He, a, me, de, i şeklinde.
-Yani sahte olmayan isminiz Hamdi diyorsunuz. Peki sahte olan isminiz hangisi? -Benim sahte olan bir ismim yok.
-Ama demin sahte olmayan ismim Hamdi dediniz. Demek ki, bir de sahte isminiz var. Size Yeşil diyorlar efendim. Siz Yeşil misiniz?
-Hayır Yeşil değilim.
-Öyleyse size niye yeşil diyorlar?
-Bana yeşil demiyorlar. Hamdi diyorlar.
-Yani inkar ediyorsunuz. Sukut ikrardan gelir Hamdi.
-Ben sukut etmiyorum, konuşuyorum ve Yeşil değilim diyorum.
-Yeşil değilim dediniz ama mosmor oldunuz. Bak simdi de kızıyorsun. Niye sarardın Hamdi?
-Sarardım çünkü ben Tanrı'nın oğluyum. Her renge girerim.
-Ne oldu Hamdi Bey? Bir tuhaf konuşuyorsunuz.
-Galiba delirdim. Bana bir doktor lütfen.
-Geçmiş olsun, Hamdi Bey. Size acil şifalar diliyorum. İyi akşamlar efendim